İstanbul, sadece bir şehir değil; her semtiyle ayrı bir efsane, her sokağıyla birer tarih kitabıdır. Semt isimleri, yüzyılların izini, kültürel geçişleri ve halk anlatılarını taşır. Bu içerikte, İstanbul’un en bilinen semtlerinin isim kökenlerine ve ardındaki hikâyelere odaklanıyoruz.
📍 Anadolu Yakası Semtleri
Bağdat Caddesi
IV. Murat’ın 1638 Bağdat Seferi sırasında ordunun kullandığı güzergâh, bugünkü Bağdat Caddesi’dir. İsmini bu seferden alır.
Caddebostan
Eskiden “Cadı Bostanı” olarak anılan bölge, II. Abdülhamid döneminde yerleşim alınca adını değiştirmiştir.
Kızıltoprak
Toprağının kırmızımsı renginden dolayı bu isim verilmiştir. 18. yüzyılda tuğla atölyeleriyle anılmıştır.
Çiftehavuzlar
1887’de Babıali muhafızı Cemal Paşa’nın çift havuzlu köşkü nedeniyle bu ad verilmiştir.
Fenerbahçe
Eskiden çayır olan bölge, köprüyle geçilen bir ada hâline gelmiştir. Adını deniz fenerinden alır.
Suadiye
Reşat Paşa’nın kızı Suat Hanım adına yaptırılan cami, semte adını vermiştir.
Şaşkınbakkal
Yüksek bir noktada açılan bakkal dükkânı, çevredekiler tarafından “şaşkın” olarak nitelendirilmiş ve semt bu isimle anılmıştır.
Erenköy
Orhan Gazi döneminde gelen savaşçı dervişler ve “Eren Baba”nın türbesi nedeniyle bu isim verilmiştir.
Kalamış
Yunanca “kamışlık” anlamındaki “Kalamisia” kelimesinden türemiştir.
Bostancı
Osmanlı döneminde İstanbul’a giriş kontrol noktasıydı. Burada görev yapan “bostancılar” semte adını vermiştir.
📍 Avrupa Yakası Semtleri
Beşiktaş
Hz. İsa’nın beşiğinin burada saklandığına dair efsaneye dayanan “taş beşik” (Kone Petro) adından gelir.
Balat
Rumca “palation” yani saray kelimesinden türemiştir. Önce bir kapı adı, sonra semt ismi olmuştur.
Bebek
Fatih Sultan Mehmet tarafından bölgeye yerleştirilen koruyucunun lakabı “Bebek”tir.
Cibali
Fatih’in komutanı Cebe Ali Bey’in adı zamanla “Cibali”ye dönüşmüştür.
Feriköy
Madam Feri veya Mösyö Ferry’nin köşk yaptırdığı köy, zamanla “Feriköy” olmuştur.
Dolmabahçe
Eskiden bir koy olan alan, I. Ahmet döneminde doldurulup saray bahçesine dönüştürülmüştür.
Çengelköy
Osmanlı döneminde burada gemi çapaları (çengeller) yapıldığı için bu isim verilmiştir.
Unkapanı
Un ticaretinin yapıldığı ve unun depolandığı alan olarak “Un Kapanı” adını almıştır.
Emirgan
IV. Murat’ın Revan Seferi’nde Osmanlı’ya teslim olan Safevi valisine bağışladığı bölgedir.
Kartal
Bizans döneminde “Kartalimen” olarak bilinir. Bir rivayete göre adını sevilen bir balıkçıdan almıştır.
Kazlıçeşme
Çeşmenin üzerindeki kaz kabartmalarından gelir. Su sıkıntısı döneminde kazların su kaynağına yol göstermesiyle ünlenmiştir.
Levent
III. Selim döneminde kurulan Levend askerî birliğinin kışlası burada bulunduğu için bu isim verilmiştir.
Maçka
Trabzon’daki Maçka’dan gelen göçmenlerden veya Farsça “nişangah” anlamındaki “masgah” kelimesinden türediği düşünülür.
Sütlüce
Bronz kadın heykelinin göğüslerinden su aktığı ve doğum yapan kadınların süt dilemek için ziyaret ettiği yer olarak anılır.
Pendik
Bizans döneminde “Pantichion” olarak bilinen bölge, zamanla Pendik’e dönüşmüştür.
Şile
Yunanca’da “mercanköşk” anlamına gelen bir dağ çiçeğinden türemiştir.
Beykoz
Antik adı Amykos olan semt, Farsça “köy” anlamındaki “kos” sözcüğüyle birleşerek Beykoz’a dönüşmüştür.
Beyoğlu
Trabzon Rum İmparatorluğu Prens’i Aleksios Kommenos’un buraya yerleştirilmesinden ya da Venedik elçisine hitaben kullanılan “Beyoğlu” ifadesinden gelir.
📌 Sonuç
İstanbul’un semt isimleri, sadece coğrafi birer etiket değil; geçmişin izlerini taşıyan kültürel ve tarihsel anlatılardır. Her semt, bir hikâye; her isim, bir zaman kapsülüdür.